Çocuklar doğduğu andan itibaren her şeyi ağlayarak isterler. Bu onların tek bildikleri iletişim şeklidir. Fiziksel ihtiyaçlarını( acıkma, uyku, ağrı vb..) ağlama yoluyla karşı tarafa iletir. Anne ve baba da bebeklerinin bu ihtiyacını hemen karşılarlar. Bu durum çocuğun kendisini kelimelerle ifade edeceği döneme kadar devam eder. Çocuk ağlamaları 3 şekilde görülür. Fizyolojik sebepler, duygusal sebepler ve iktidar mücadelesi... Doğumundan itibaren belli bir döneme kadar fizyolojik sebeplerden ağlarlar ve aynı zamanda duygusal ihtiyaçlarının giderilmesi için de bu davranışı gösterirler. Özellikle anneleriyle olan bağlarını kuvvetlendirmek için duygusal sebeplere dayalı olarak ağlayabilirler. Bu iki tür ağlama şekli çocuğun temel ihtiyaçlarından kaynaklanıyor olup, ihtiyaçlarının koşulsuz olarak giderilmesi gerekmektedir. Burada sorun teşkil eden ağlama türü ise "iktidar mücadelesi"ne dayalı istediğini yaptırma amaçlı ağlamalardır. Ebeveynler çocukları ağladıklarında onları kandırarak, dikkatini dağıtarak, istediğini ağlarken eline vererek bu davranışı öğrenilmiş davranışa çevirmektedirler. Özellikle 2 yaşından itibaren bağımsızlaşmaya başlayan çocuklarda bu türden ağlama davranışları sık görülebilir. Çocuk bir şeyi istediğinde vermiyorsanız ancak ağladığında veriyorsanız, çocuk ağlamayı bir araç olarak öğrenecektir. Çocuklar bu davranışını sadece evde değil, misafirliklerde ya da market gibi yerlerde de sürdürüp istediklerini ebeveynlerine yaptırmaktadırlar. Ebeveynler de rezil olmamak adına çocuklarının o anki ağlama krizlerini bitirseler de uzun vadede çocuğun davranışını pekiştirmiş oluyorlar. Bazı ailelerde çocuk konuşarak kendini ifade etmeye çalışsa da kendini dinletemiyor, ailesinin ilgisini çekemiyor. Bu durumda ise, bebeklikte kullandığı ve çok işe yarayan "ağlama" yöntemine geri dönüyor. Bebekken ağladığı her durumda aile onu anlamaya çalışmış ve istediğini yapmıştı. Bu tür olaylar esnek aile dediğimiz, kuralların net olmadığı, ebeveynlerin tutarsız davrandıkları aile türlerinde daha sık görülmektedir. Evde kurallar net olursa, aile kararlı ve tutarlı bir tutum sergilerse, çocuğun da kendini sözlü olarak ifade etme becerisi geliştirilirse iktidar mücadelesine dayalı ağlamalar bitecektir.
*Amaç, çocuğun ağlamasını azaltmak değil kendini ağlayarak ifade etme ihtiyacını ortadan kaldırmak olmalıdır.
Ağlama krizlerinde nasıl davranılmalıdır?
- Öncelikle çocuğun neden ağladığı tespit edilmelidir. Fizyolojik ya da duygusal bir sebepten ağlıyorsa çocuğun ihtiyacına kulak verilmelidir.
- İktidar mücadelesine yönelik bir ağlaması varsa yani istediği bir şeyi aldırmaya çalışıyorsa sakinliğinizi koruyun. Ağlaması bitene kadar onunla ilgilenmeyin. Günlük rutin işinize devam edin. Göz göze bile gelmemeye çalışın.
- Anne baba kararlı durmalı ve çocuğun giriştiği bu mücadelede taviz vermemelidir. Çocuğun kullandığı bu yöntemin işe yarar olmadığını anlaması gerekir.
- Çocuğun istediği bir şey yerine alternatifler sunun.
- Çocuğun iktidar mücadelesinde anne-babanın yaşadığı küçük kararsızlıklar, ikna ve teselli etme çabaları çocuğun ağlamalarının şiddetini artırır.
- "Seni ağlarken anlayamam, ağlaman bittiğinde anlayabilirim" gibi cümlelerle kendinizi ifade edin.
- Ağlaması bittiğinde onu dinlemek ve anlamak için hazır olduğunuzu belirtin.
- Ağladı diye sert tepki gösterip, cezalandırmayın.
- Ağlaması bittiğinde yanına gidip sarılın, sevginizi gösterip onu dinleyin. Olumlu davranışlarını pekiştirin.
0 Yorumlar